Sosyal dil mi öz Türkçe mi ?

Sizce bizler öz Türkçeyi mi kullanmalıyız yoksa sosyal dili mi? Çoğu kardeşim ve büyüğüm öz Türkçe diye cevap verecek ama bu cevabı verirken habersiz bir şekilde sosyal dili kullanacak. Sosyal dil, duyduğun ve ya gördüğün sözcüğün hangi dile ait olduğunu öğrenmeden sadece anlam odaklı bir yapıya sahiptir. Sosyal dilde öz Türkçeyi ve Türkçeyi saymayan birçok kuralsız cümle ve yabancı kelime vardır. Öz Türkçede ise Günümüz Türkçesi adı altında sözlüğümüze giren yabancı sözcüklerin yerine kullanılabilecek kelimeler vardır. Tabi ki hostesi“ gök götürü konuksal avrat “ diye çevirmek öz Türkçeye örnek değildir. Öz Türkçe halkın Türkçeyi doğru şekilde kullanabileceği kelimelerden oluşmalı halkın benimseyeceği bir dil olmalıdır. 
Sosyal dilin kullanıldığı sosyal medya, yazar olmayan ve düşüncelerini topluma belirtecek yeri olmayan insanların kendini ifade edeceği yerdir. Bu yere herhangi bir sansür uygularsak onca insanı ve onca düşünen beyini öldürmüş oluruz. Bizler yani lise çağındaki kuşak dışarıda ne olup bittiğini öğrenme ve siyasal kimliğini oturtma çabası içindedir. Benimsediğimiz bilgi ve düşünceleri de belli etme ihtiyacı duyuyoruz. Çünkü okul hayatının sıkıcı günlerinde yalnız hissediyoruz kendimizi ve bizi öğrenci kuşağını kötü etkileten yasa ve hukuki düzenlemelere karşı çıkma gereği duyuyoruz. Bu karşı çıkma ihtiyacını da sosyal medya da gideriyoruz.
Küfür, kelime dağarcığı az olan insanlar tarafından kullanılan bir tür düşünce belirtme yoludur. İnsana hakaret ettiği için kötü bir düşünce belirtme yoludur. Günümüzde sıkçı kullanılmasının sebebi  kelime bilgimizin zayıf olmasıdır. Sosyal medya sadece insanların küfür ettiği bir yer değildir. Burada daha önce bilmediğiniz şeyleri de öğrenirsiniz. Öğrendiğimiz bu bilginin doğruluğu için farklı sitelerden de yararlanmalıyız. Öğrendiğimiz bilgi sadece bir bakış açısı olabilir ve hayata tek bir pencereden bakmak insanı cahilliğe sürükler. Bilgi yanlışsa yanlış olduğunu anlayana kadar kendimizi cahil görmeyiz. Kimimiz Bilginin yanlış olduğu fark etse de hala aynı görüşü savunur. Çünkü bir kez benimsemiştir ve ondan vazgeçemez. Bizler yani okula gitmeyi sevmeyen nesil dışarıda o kadar bilgi alıyoruz ki beynimize okulda öğrenmemiz gerekenlere yer kalmıyor.
Bugün ne yazık ki sosyal dilin oluşmasına bilmeyerek büyük katkıda bulunan bizler çevremizde ki binlerce yabancı mağazanın arasında büyüyerek Türkçe eğitimimizi kötü bir şekilde sürdürüyoruz. Türkçe eğitimi okulda iki ders saati sürdürülürken dışarıda bu derste öğrenilenleri unutturacak kadar büyük bir vakitte yanlış bir eğitim veriliyor. Bizler söylenilenin aksine öğrenmeyi seven bir nesiliz. Sadece neyi öğrenmemiz gerektiğini anlayamıyoruz. Kayda değer bir şekilde çoğumuz dışardaki reklam panolarında, mağaza isimlerinden, devletin uyarı olarak koyduğu levhalar anlatım bozukluklarını pekiştiren levhalardan ve birçok ilandan istemeden etkileniyoruz. Bize cahil diyen nesle cevap vermek için de doğru da olsa yanlış da olsa her bildiğimizi söyleyerek cevap veriyoruz. Bu da küçümsenen Türk gençliğini cahilliğe ve aşağılık kompleksinesürüklüyor. Önceden kendiyle övünen Türklükle gurur duyan Türk milletinin büyük bir kısmı bugün sosyal medyada kendi milletiyle, kendi gençliğiyle, kendi gelenekleriyle dalga geçiyor. Türkiye cumhuriyeti içindeki diğer milletlerden insanların da sosyal medyada bizden çok farkı yok. Onlar görüşlerini dillerince paylaşmada bizden biraz daha önde kalıyorlar.
Günümüzün en çok önümüze gelen icatlarından biri olan televizyon da dilimizi kirletmede önemli bir yere sahip. Bugün nerdeyse her evde bulunan televizyon herkesi kötü etkiliyor. Haber kanalları haberin içeriği ile ilgili yazı yazarken dili doğru kullanmaya özen göstermiyor. Dizilerin çoğu dilin kullanımına çok önem vermiyor. Bildiğiniz üzere diziler ve haber kanalları sosyal medya üzerinden halkın yorumlarını alıyor. Burada ki yorumları incelersek insanlar siyasi insanlara saldırmak amaçlı birçok yoruma denk gelebiliriz. İnsanlar eleştirdikleri kişilerin bu ülkede görev almasını istemiyor ama nedense bu düşüncesini belli ederken ülkesinin ortak dilini kullanmıyor. 
Sosyal dil, ne kadar yanlış kullanılsa da bizlerin bir kısmımızın kimliğinin oturmasını sağlıyor. . İlk olarak blogların açılmasıyla insanlar düşünceleri hürce ifade etmeye başladılar. Biz siyasete giriyor diye tartışamadığımız ve konuşamadığımız birçok düşüncemizi sosyal medya üzerinden çekinmeden belirtiyoruz. Sosyal medyada takma isim kullanılmasıyla ilk adımlar rahatça atıldı ve günümüzde çekinmeden düşüncelerimizi belirtme gücü kısa sürede oluştu.Bu oluşum bir yandan çok iyi bir gelişme olurken yanlış politikalar yüzünden günümüzde küfür gibi kötü kelimelerin kullanılmasının da bir başlangıcı oldu. İstediği şekilde ahlaksızca söz söyleyenler zamanında engellenemediği için bu durum normalmiş gibi benimsendi ve bugünkü ahlaksızlık sosyal medyada yerini aldı. Genelde bu küfürler konuların güncelliğinden ötürü bazı siyasetçilerin konuşmaları üzerine söyleniyor.Tabi bu insanlardan aynı zamanda bir şeylerde öğrenilebiliyor. Türk topluluğu araştırarak değil duyarak öğrenen bir topluluk olduğu için etkilendiğimiz kişilerin yanlış kullanımı karşısında ki tavrımız onların izinden gitmek oluyor ki bu da dilimizi kötü etkiliyor.
Dilimize inen en büyük darbelerden biri kullandığımız birçok aletin eşyanın Türkçe olmamasıdır. Türkler ürettiği eşyalara Türkçe isim vermiyorlar artık. Yabancı isimler Türk insanın ilgisini daha çok çekiyor. Küçük yaştan beri İngilizcenin önemini Çanakkale’nin öneminden daha çok duyunca insan ister istemez yabancı kelimelere ilgi duyuyor. Bu kuru ilgi insana İngilizceyi öğretmemekle beraber Türkçenin yapısını bozmaktan başka pek bir işe yaramıyor. 
Elli yıl öncesine bakarsak o dönemde konuşulup yazılan kelimelerin, Türk diline Müslümanlıkla birlikte giren Arapça kelime ve kelime grupları olduğunu görebiliriz. Türkçeyi Türk dili kategorisine koymamız için milli edebiyat döneminde ki gibi bazı kelimeleri sözlüğümüzden çıkarmamız lazımdır. Tabi ki burada tıpta gördüğümüz ve de göreceğimiz birçok kelimeyi dilimizden çıkaramayız çünkü o tüm dünyanın ortak dilidir fakat Türkçede karşılığı varken bir Dünyanın ortak dili olarak seçilen İngilizce dilinin kelimelerini dilimize sokmamalıyız. Türkçe çok zengin bir dildir. Türk ülkelerinin kullandıkları dile bakarsanız eğer hepsinin birbirine benzediğini görürsünüz. Türk dünyasının liderlerinin tek bir dilin altında toplanma düşüncesi Türk insanları için çok yararlı bir düşüncedir fakat gün geçtikçe dilimize giren yabancı kelimelerle bu düşünce gündemden uzaklaşmıştır. Bu durum sonu gelmez bir dil kaybının yollarını açmıştır.

Yorum Yap