ANILAR YİNE GÖZÜMDE CANLANDILAR

İmtihan dünyasında bir imtihanla berceste edilmiş, belkide daha evvel zihninin kenarından geçmemiş bir okulda tevafuk üzre bir araya gelen bir avuç öğrencinin içinden bir öğrenciyim bendeniz.

   Daha 14 yaşımızda soğuk tepenin üzerine kurulu sıcacık bir yurtta kalmaya başladık. Etraftaki binalara nazaran bizim yurdun zevahiri ehvenisardı. Mukadderat diyerek odama yerleştiğim ilk günü çok iyi hatırlarım. Soğuk yalnız gecelerde her içim sıkıldığında her başıboş hissetiğimde kendimi "İnsan kendisinin başıboş bırakılacağını mı zanneder" ayetiyle teskin ettiğim zamanlarıda çok iyi hatırlarım. Sizlere canhıraş bir tablo çizmek gibi bir emelden uzağım.Zira hayatımın en mesut ve saadet dolu anlarınıda burada yaşadım. Lakin pirinç taşsız olur mu ? Hem pirinci hemde taşları bu satırlara nakşetmek niyetindeyim.

    Anlatmaya lastiği gevşemiş yahut tam kapanmamış üst pencereden sızan rüzgarın şarkısıyla başlamak isterim. Dalgaları döven o rüzgar civardaki tek dostlarının biz olduğumuzdan bihaber olsa gerek gece vakti nağmeleriyle insafsızlık edip uykularımızı bölerdi.Bazen süper kahramanlar pelerin takmaz.Uykusunu ve sıcak yatağını bırakıp o camı sıkıştıran koca yürekli fedailer gibi.O fedai kimi zaman ben olurum kimi zaman başkası. "Allahım bunlar ne büyük fedakarlıklar" diyebilirsiniz. Evet bizim için bu ufak fedakarlıklar büyük şeyler ifade eder.

     Biz yurtta birbirimize emanettik.Kimimiz vakardı, kimimiz munis.Her işte mahir olan maharetli arkadaşlarımızda vardı.Bazımız zeyrekti, bazımız meyus.Renkliydik hemde çok renkli.Her birimiz farklıydı lakin mütenasiptikte.Birlikte sorunlara göğüs gerdik. Kimi vakit okuldaki ders stresi ve billimum sorun yetmezmiş gibi yurttaki davranışlarımız hasebiyle sabah nöbetle vazifeli öğrencinin peşinden yurdun yolunu tutardık. O iki dakikalık yolda "Yine ne yaptık acaba" "Hanginiz yatağını toplamadı" gibi billimum şaşkınlık belirten cümle sarfedilirdi. Haspa sebeblerden ötürü anlaşma imzalamak pekte hoşumuza gitmezdi.İmzalanan her sözleşmeden sonra kendi iç muhasebemizi yapmaktan kendimizi zinhar alıkoyamaz, "Oğlum bir daha tutanak yemek yok", "Beyler daha dikkatli olalım", " Abi ışık açık kalmış diye adam mı yazılır."...

    Sınav haftalarıda anılarımızın en değerli yerlerini teşkil eder.Hayhuy uğraşlarımızı iki haftalığına bir kenara koyduğumuz, sıklıkla derinden bir "Off" çektiğimiz uykusuz geçen her saniyesi sisteme ve derslere sitem içeren geceleri unutmak mümkün müdür ? "Beyler şimdi yatalım sabah namazı kılıp çalışırız" diyip uyanamadığımız günler, "Bir dahaki sınavları son güne bırakmak yok beyler" dediğimiz ama yinede son güne bıraktığımız zamanlar unutulmayacak kadar kıymetlidir. Fakat o kadar gariptir ki hiç birşey bilmeyen bile o son gece çalışması ile geçer not alırdı. Karne haftaları var. Her birimiz hocalarımızın münhasır hasletlerini bilir ona göre dilbaz ve mizaçgir meziyetlerimizi sergiler koparabileceğimiz her puan için mültefit tavırlar takınırdık.

      Haddizatında çoğu zaman vakitlerimizi haytalık ve beyhude işlerle meşgul olarak ziyan etsekte, hayatta hiçbir zaman kafamızdaki kadar harikulade şeyler olmayacağının farkındayız.İzzetli ve refah dolu bir yaşamın anahtarının bu yıllarda saklı olduğunu da idrak etmiş bulunmaktayız.Mamafih bu yıllarda elde edilecek faziletli huyların kalıcı olduğunun ve bunları muhafaza etmenin ehemmiyetinide biliyoruz. Bazen dozu kaçırıp bazı davranışları abarttığımızında farkındayız.Fakat buda bize dayatılan yeknesak yaşamı reddeşimiz ve uzun yıllar sonra geriye dönüp baktığımızda yüzümüzde yayılacak sıcak bir tebessüme vesile olacak anılar bulmak isteyişimizdendir. Tıpkı uzun yıllar sonra geriye baktığımda somut birşeyler bulmak emeliyle bu yazıyı kaleme aldığım gibi.

Selam ve dua ile..

  • ZUHAL TATAR

    google translate kullansam anlar mıyım acaba ?

  • TEKIN AYDOĞDU

    Knk ben babamın osmanlıca sözlüğünden baktım ordanda anlamadım adam yaziyo

Yorum Yap