Yume

 Kapının kenarında gizlenmiş annem ve babamın konuşmalarını dinliyordum.
 
 "Ko* yakında okula başlayacak, hayali bir arkadaş yüzünden gerçek arkadaş edinemeyeceğinden korkuyorum."

 "Dediğin gibi Ko okula başlayacak, oğlumuz artık büyüyor. Endişelenme bu sorun kendi kendine çözülecek zaten."

 Kapıdan ayrıldım ve odama doğru yürüdüm, Yume her zamanki gibi yatağımın üzerinde oturmuş oyuncaklarımla oynuyordu.
 
 "Yine seninle ilgili konuşuyorlardı Yume**."

 Dediklerimi aldırmadan ayağa kalktı ve masamın altından resim defterimi çıkardı.
 
 "Beni çizeceğine söz vermiştin Ko!" dedi heyecanlı bir şekilde. 

 "Üzgünüm Yume, annem okul için çantamı hazırlamamı söyledi."

 -

 "Ko!" Diye bağırdı Yume yatağın üzerinde zıplarken. "Hala sözünü tutmadın!"

 Okul başlayalı birkaç hafta olmuştu, Yume'ye anlatmaya çalışmıştım ama anlamıyordu. Ödevlerimi yapmam gerekiyordu ve bunun için beni rahat bırakmalıydı.
 
 Beyaz kağıdın üzerine yazmaya başladım. 

 'Benim adım Ko. Yedi yaşındayım. Annemin adı-'

 Ödevimi yazdığım kağıdı elimden alan Yume bana üzgün bir şekilde bakıyordu. Onu üzmek veya ihmal etmek istemiyordum ama...

 Ödevlerimi yapmalıydım.

 Başka bir boş kağıt aldım ve dikkatlice harfleri çizdim. 'YUME' Kağıdı Yume'ye uzattım.

 "Haftasonu tatilimde söz seninle vakit geçireceğim Yume."

 -

 Yume eskisine oranla ziyarete çok az gelmeye başlamıştı ama bu az ziyaretler bile işime mani olmasına yetiyordu.

 "Baksana Ko, belki bulutların üzerinde hayal edebileceğimiz her şeyin olduğu farklı bir dünya vardır."

 Yume'ye cevap vermektense önümdeki probleme odaklanmayı tercih ettim.

 "Belki orada ejderhalar bile vardır Ko!"

 Sorunun cevabını testin üzerinde işaretledim.

 "Ejderhalar gerçek değildir ve bulutların üzerinde sihirli ülkeler yok Yume." dedim sıkılmış bir şekilde. Bir kaç ay sonra lise sınavlarım vardı, bana engel olmaması gerekiyordu.

 "Eskiden hep benimle hayal ederdin." dedi. 

 Cevap vermedim, vermezsem giderdi.

 - 

 Uzun zamandır Yume'yi görmemiştim ama buralardaydı biliyordum.

 O hep benim için buralarda olurdu.

 Aklıma geldiğini hissetmiş olmalı ki yatağımın üzerinde belirdi. Elimdeki test kitabına dikkatli bir şekilde baktı.

 "Of ama Ko! Doğum gününü kutlamaya gelmiştim ama sen bu gün bile ders çalışıyorsun."

 Çalışmalıydım. Yakında üniversite sınavlarım vardı. 

 Büyüyordum.

 "Beni rahat bırak Yume!" diye bağırdım, geleceğe dair endişelerim Yume'ye olan bağlılığıma üstün gelmeye başlamıştı.

 İyi bir üniversite kazanayım ki iyi bir mesleğim olsun, sonra iyi bir işim, ailem.

 Ya başaramazsam?

 Yume'nin beni rahat bırakması gerekiyordu.

 Bir kaç saniye gözlerimin içine baktı ve gülümsedi.

 Gözlerini daha önce hiç görmediğim bir acı kaplarken gülümsedi.

 "Bu günün geleceğini biliyordum." dedi Yume elini kapının koluna koyarken. "Elveda Ko."

 Yume gitmişti, bu sefer tamamen gitmişti. Varlığını hissedemiyordum artık.

 Eskiden boyama kitaplarım ve masallarımla dolu olan şimdi ise onlarca test kitabını barındıran raflara baktım. Birde uzun zaman önce içindeki oyuncaklarımı ve yapbozlarımı atıp okul kitaplarımı doldurduğum kutuya.

 Kalem tutmaktan parmaklarının kenarları nasır tutmuş elime baktım.

 Bunların hepsi ne için?

 Açılmaktan küçülen kalemim benim için ölümcül bir silah olmaya başlamıştı artık.

 O sırada Yume'nin ben küçükken her gece uyumam için mırıldandığı melodiyi duydum, bu sefer sözleri vardı.

 "Kara tahtadaki yazıyı okuyabilir misin; çocuğun hayal gücünü okuyabilir misin?"

 Elimi sızlayan kalbime koydum ve fısıldadım.

 Bu kalbi siyaha kim boyadı? Hayallerimi boşluğa kim fırlattı?

 "Abaküsteki işlemi çözebilir misin; çocuğun boynundaki ipi çözebilir misin?"

 Kime sormalyım?! Ne yapmalıyım?!

 "Konum oranının formülünü ezbere söyleyebilir misin; hayallerini bir çocuk gibi ezbere söyleyebilir misin?"

 Cevabı zaten biliyorum ama...

 Artık bir şey ifade etmiyor.

 Sesler kesilirken saate baktım 21:02, tam olarak doğduğum saat.

 "İyi ki doğdun Ko!"

 Artık on sekiz yaşındaydım. On sekiz yaşında, yetişkin, sıradan ve...

 Hayal gücü tarafından terk edilmiş.


 Ko*: Japonca'da çocuk anlamına gelir.
 Yume**: Japonca'da hayal anlamına gelir.

 Şarkının sözleri Kagamine Rin - The Lost One's Weeping'e aittir..
 
 

Yorum Yap