Taşın Sırrı

Sanırım 5 veya 6 saattir durmadan yürüyorum bacaklarımın ağrısını ve susuzluğu 2 saat önce hissetmemeye başladım biraz daha dayanmalıyım. Kurtulmayı başarabilirim. Boynumdaki kolye ağır gelmeye başladı. Neden takıyodum ki zaten hala? Babamdan kalmıştı bana. 7 yaşımdayken babamı kaybetmiştik. Garip bir kolyeydi ama ağır geldiği kesin. 7 adet rengi olan ağır bir taştan oluşuyordu. Çok önemli olduğunu bunun kalan son değerli taş olduğunu söylerdi bana ama hangi antikacı, kuyumcu veya değerli eşya mağazasına götürsem bunun paha biçilmez bir şey olmadığını sadece süslü bir taş olduğunu söylüyorlardı. Şimdi ise bu değersiz taş yüzünden peşimde tanımadığım birçok insan var.Biraz daha bununla devam edersem yol bitmeden ben bitecektim. Durur durmaz yere çöktüm. Dizlerimin üstünde durdum. Kolyeyi çıkarttım ve yere bıraktım. O anda gücümün azaldığını hissettim. Çok saçma geldi. Babam fabrikada elektronik bakımda çalışıyordu. Onun için değerli şeyler altın, gümüş ve para gibi şeylerdi en azından ben öyle biliyorum. Taşın arkasından ufak bisey kalkmıştı. İlk defa farkettim. Taş jelatinle mi kaplanmıştı? Sanmıyorum, parçayı çekince ikiye katlanmış üzerinde yazı olan ufak bir kâğıt çıktı. Taşın özelliklerinden bahsediyordu bu tür şeylere hiç inanmam. 7 farklı taştan oluşmuş ve anlamadığım bir şeyler yazıyor Aşağıdan yukarıya Jasper, aragonit, kalsit, yeşil kuvars, lapis lazuli, kyanit ve ametist. Sanırım bu durumda bana yararı olacak en son şey boynumda taşıdığım bu ağır şeyin ismini bilmek. Düşünecek vakit yokken niye oturup okuyorum bunu? Dikkatimi çekmiş olduğundan yanıma alıp devam ettim. Tekrardan kolyeyi boynuma asarken kolyenin ipinin boynumu kestiğini fark ettim. Yine hayaller görmeye başladım. Klasik. Şu kolyeyi taktığımdan beri var bunlar. Bir anda başlayıp bi anda bitiyorlar. İlk başlarda ne kadar ürkütücü gelsede alıştım artık. Nelere alışmamıştım ki ? Çocuk yaşta babamı kaybettim. Annem hiç bir iz bırakmadan kayboldu. Ben ise sokaklarda yaşamaya alıştım ve hayatta kalmak için bir hırsız oldum. Şimdi ise yapmadığım bir hırsızlıktan dolayı canımı kurtarmak için nasıl girdiğimi bilmediğim bir ormanda saatlerdir kaçıyorum. Yavaş yavaş ilerlerken küçük bir su kaynağı buldum. Suyun temiz veya kirli olup olmadığını düşünecek zamanım yok eğilip avcuma su aldım ve rengi pek iyi gözükmeyen suyun tadının da öyle olmaması umuduyla yudumlamaya başladım. Tahmin ettiğimde daha da kötüymüş. Köpeklerin sesini duyduğumda ayağa kalkıp koşmaya başladım. Sesler git gide daha yakından geliyordu. Hava da kararmaya başlamıştı otların arasında zar zor seçilen bir mağara buldum ve içeri girdim. Sesler uzaklaşmaya başladığında yere uzandım. Hava yeni aydınlanıyordu sanırım. Mağaraya girmeleriyle uyandım saklanmaya çalıştım ama köpekler beni görmüştü onlarca iri yarı adam bir anda etrafıma toplandı içlerinden biri gelip boynumdaki ağır taşı çekip aldı. "Yıllar önce baban bizden bu taşı çalmıştı. Taşın yerini bize söylemediği için canından oldu." Birden adamın elinde tuttuğu taş aşırı derecede parlamaya başladı diğerlerininde dikkati üzerimde değilken mağaradan kaçmayı başardım. Babamdan bana kalan çalıntı ve garip bir kolye vardı artık o da yok. Babam bu kolyeyi korumak için neden canından olmuştu bunu öğrenmeliydim.
Yorum Yap