Kendi Yokluğunda O'nu Bulmak...

    Aşk,kalple beyin arasında hiç bitmeyen bir savaş.Akıl hep doğruyu bildiğini sanır.Sevgiyi mantıkla sınırlandırmaya çalışır.Ama aşk kesin çizgilerle,doğrularla sınırlandırılabilir mi? Yüreğinin sesinden başka hiçbir şey duymayan insan nasıl olur da böyle bir sınırlandırma yapabilir? İşte aşk,sınırlarını kaldırdığında gerçekleşir.Akla uygun olmasa da duyduğun o sese,yüreğinin sesine,kulak verdiğinde ulaşırsın ona.Çünkü aşık olan iki insan gönül bağıyla bağlanır birbirlerine.Yüreklerine yağar aşkın yağmuru ve yağmur sonrası yüreklerine siner aşkın kokusu...

    Beklemek...Günlerce,haftalarca hatta yıllarca beklemek.Yalnızlığında onu biriktirerek beklemek.Vuslat günü ömrünün son deminde de olsa usanmadan,vazgeçmeden,ilk günkü gibi heyecanla beklemek.Beklerken yok olmak.Benliğini yok etmek.O olmak,ona ulaşmak...Kendi yokluğunda onu bulmak adeta.Aslında hem bekleyensin aşkta hem beklenilen,hem arayansın hem de aranılan...

İşte ben,senin ateşinde dönen bir pervaneyim.Ya alevler içinde döne döne yere düşer yok olurum,ya da sonsuza kadar senin aşkınla döner dururum etrafında.Belki yanarım,pişerim ateşinde.Aşkın alevinde kor olurum senin de yüreğini yakan.Ama asla vazgeçmem senden çünkü vazgeçmek yoktur aşkta.Sonunu düşünmeden,uğruna yaptığın fedakarlıkları ardında bırakarak yaşarsın onu.Onunlayken zamandan,mekandan uzak olursun.Belki başka bir boyut...Belki koskoca bir boşluk...Sadece aşkın ateşiyle yolunu bulacağın kapkaranlık bir boşluk.Yol arkadaşın O ; sonun ne peki? Dedim ya,sonunu düşünmezsin o yolda.Sadece ilerlemek istersin,ama yürüyerek ama koşarak sadece ilerlemek...Geriye bakmazsın.Etrafında kimseyi görmezsin o karanlıkta.Ondan başkasına kördür gözlerin,ondan başkasına sağırdır kulakların,ondan başkasına dilsizdir sözlerin.Çünkü onunla konuşurken kelimelere ihtiyaç duymazsın.İçinde kopan fırtınalara attığın sessiz çığlıklarını duyar.Gülümsemenin ardındaki gözyaşlarının ıslaklığını hisseder.

   Aslında bir mum olmaktır aşk.Ona ışık olmak için yanmak.Yandıkça erimek,yok olmak.Mevlana'nın ismine gizlenmiş "yokluk" un sırrına ulaşmak.O çok beklediğin,uğruna canını bile verebileceğin aşk ömrünün miladı olur.Ondan önce ve ondan sonra diye ikiye ayırırsın koca ömrünü.Ondan öncesini düşünmek istemezsin.Çünkü ondan öncesi yoktur artık senin için.Onunla yeniden var olmuşsundur."Uzakta da olsan yanımda olmalısın daima ; unutma gerçek aşk sevdiğini anınca yanmak,yandıkça sevdireni anmaktır." demiş Mevlana.Bir cümleyle özetlemiş aslında aşkı.

   Aşkın tadını bir kez aldığında,bir kez kokusunu içine çektiğinde kendini alamazsın ondan.Gönlün ona öyle bir bağlanmıştır ki.Ölümün bile çözemeyeceği bir bağ...Eğer aşkın kokusu bir kez yüreğine sindiyse sakın vazgeçme.O karanlık yolda aşkın aleviyle ona ulaşmaya çalış.Kim bilir belki aşk yolunda ölürsün belki de hiç beklemediğin anda aşkına kavuşur vuslata erersin.Uğruna canını dahi verecek olsan durma! O yolda sürünerek de olsa ilerle.Çünkü onun bir daha karşına ne zaman,nerede ve ne şekilde çıkacağı belli olmaz.Belki bu senin için ilk ve son fırsattır.BİLEMEZSİN...

 

 

 

Yorum Yap