FOTOĞRAF KARELERİNDEKİ HAZİN MUTLULUK

                Yaşlı kadın koltuğunda gözlerini karşıya dikmiş sessizce oturuyordu. Kucağında, ellerinin altında bir fotoğraf albümü duruyordu. Elinde iki kahve ile yanına yaklaşan güzel kadın, kahveleri sehpanın üstüne koyduktan sonra hemen yan koltuğa oturdu. “ Şimdi oldu.” Dedi annesine. “Hem kahvemizi içelim, hem resimlere bakalım.”

                Yaşlı kadın kızıyla beraber kahvelerini huzur içinde hüptürürken yılların hazin ve mutlu anılarını, bir kerede toplamış  olan bu fotoğraflar yaşlı kadını ve kızını bir kez daha çiçeklerin üzerindeki çiğ damlalarının yere düştüğü gibi gözlerindeki camsı parlaklık böyle bir şey olacağını açıklıyor gibiydi. Geçmişin güzel hatıralarıyla hayal ve düşlere dalmış olan yaşlı kadın, ebedi hayata geçmiş olan kocasını görünce içinden bir parça kalbinin tam ortasına yerleşmiş gibi bir mutluluk, bir huzur hissetti. Kızının sapsarı bir papatyanın yaprakları gibi narin olan ellerini tuttu. Kızını da bu manevi havaya davet etmek istedi, bağrına bastı. Kızı gözyaşlarını tutamayarak yapayalnız, huzur verici bir ormanda sevinç gözyaşlarını döküyormuş gibi yağmurlu ve sessiz bir sokağa nasıl yağmur yağıyorsa aynen öylece gözlerinden oluk gibi yaş akıyordu. Bir alt fotoğrafta yaşlı bir kadının kızı ve ebedi hayata terfi etmiş eşini gördü. Kızının yanağına kocaman bir öpücük kondurduğunu hatta tüm sevgisini, kızının yanağından kalbine akmasını sağladığını görüyordu, görmüyordu adeta o anı izliyor, yaşıyordu.

                Diğer bir anıda ise kızının ve oğlunun doğumunu gördü. Bu doğumla beraber fotoğraftaki sevinç ve huzuru da yaşamış oldu. İçindeki annelik merhameti yeniden ayağa kalkmış, yaşlı kadının yüzüne ve ellerine yansımıştı. Saçlarındaki kırlık, yüzündeki ve alnındaki kırışıklıklar çektiği zahmet ve sıkıntıları bir çırpıda anlatıyordu; ama bu çektiği zahmet ve sıkıntıya üzülmüyordu. Eşi, ebedi mutluluğa kavuşsa da oğlu ve kızı içindeki umutsuzluk ateşini söndürüyor yerine yeşillikler içindeki huzuru annelerine tattırıyordu. Bir yan sayfada sağlıkta hastalıkta birbirlerinin yanında olacaklarına dair kalbi içten “Evet” dedikleri zamanda fotoğraf makinesi yine bir mutluluk karesini yakalamış ve yaşlı kadını derinden etkilemişti. Yaşlı kadının içi bir hoş olmuştu. Gözlerini ufka dikmiş, yüzü bembeyaz olmuş, gözlerinin önüne beyaz bir sema, beyaz bir perde inmiş ve kocasının eli gözükmüştü. Elini, bu sonsuzluk perdesinin arkasından çıkan kurtarıcıya teslim etti; fakat aynı zamanda ruhunu da teslim etti. Manevi bir havada uçarak ve hiçbir acı çekmeksizin canını orada verdi. Kızı ise annesinin pembeden beyaza dönen yüzündeki ter tomurcuklarını ve yüzündeki hazzı görünce gözleri büyüdü; fakat çok geçti. Yaşlı kadın, ruhunu teslim etmiş; fakat fotoğraf karelerinde görünmeden yerini alan kişiler gibi O’da fotoğraf karelerinde yer aramaya başladı ve buldu. O da, kızının yanıydı.

Yorum Yap