MEVSİMLER

Ömrümüzden gelip geçen dört dünyanın kim farkında? Ruhumuza giren dört zaman diliminden kimin haberi var? Zaman akıp giderken insanlar iş güç derdinde koşuşturuyor.

Oysa kışın güzelliğinin kim görüyor? Kar yağsa insanlar trafiği dert ediyor. O beyaz örtünün muhteşemliğinin kimse farkında değil. Oturup sıcacık bir kahve eşliğinde o beyaz örtüyü seyretmek, ömrümüzü düşünmek veya arkadaşınla sıcacık bir sohbet. Bunun değerini bilen kaç kişi var? Sadece kış mı güzel olan? Yemyeşil bir örtünün kapladığı, kuşların cıvıldadığı, şehri bambaşka gösteren baharı düşünün bir de. Her yeri büyüleyen çiçekleri ve o mis kokularını. Bunları düşünmek yerine insanlar bozmak derdinde. Binalar dikmek, buna gölge düşürmek. Oysa ki kalbi kıpır kıpır eden de bu mevsim değil mi?  Gözleri parıl parıl eden de. Ve bahardan sonra yaza açarız gözlerimizi. Tabiat meyvelerle dolar, ısıtır içimizi. Ama bunun farkına varan belki de sadece çocuklar. Onlar gülerler, eğlenirler, koşarlar ve oynarlar. Hayatın stresinde kim görür ki bunları? Sonbahar gelir ve ardından sarı, kırmızı,turuncu yapraklar saçılır dört yana. Solgun olmasına rağmen ayrı bir tat verir insana. Hasreti, özlemi temsil eder belki de. Yağmurda ıslanmak,toprağın eşsiz kokusu.

Mevsimler hayatımızda hem varlar hem yoklar. Aslında yaşamımızın içinde bize yaşamı anlatırken bizim sadece yanından geçtiğimiz şeyler. Baharla doğumu, yazla gençliği, sonbaharla yaşlılığı, kışla ölümü görmek gibi. Yaşamın içinde yaşam var. Sadece bakmak yetmez, aynı zamanda görmeli. Zamanımızı boş şeyleri kafaya takarak geçirirsek bu güzellikleri fark edemeyiz. Siz, siz olun hayatınızdan zevk alın :)

Yorum Yap