Mutsuz Robotlara Açık Mektup

Bir bakışınız vardır sizin. Sanki o anda dünyamızı başımıza yıkmak istiyormuşçasına. Bize nazik olmamızı, insanları hatalarıyla kabul etmemizi söylerken öyle bakarsınız. Ardından eklersiniz ‘’nereye gidiyor bu gençlik?’' Nereye gidiyoruz, ya da neden nereye gittiğimizi merak ediyorsunuz.

Kendinizi bizim için çabaladığınıza inandırdınız. Hayatımızı yönlendirmemize yardım ettiğinizi düşündünüz.

İlkokulda bana kendi alfabenizi kendi kurallarınızla öğrettiniz. 's' harfinin kuyruğunu uzatmak istediğimde bununla uğraşmamam gerektiğini söylediniz. Bense uğraşmak istiyordum. Gerçi pek umurunuzda olmadı. Çubuk ve fasulyelerden ağaç yaparken iyi azar yedim mesela. 'parlak' dediğiniz yaşıtlarımın birçoğu da aynı muameleyi gördü. Hayal kurmamaya zorladınız bizi. Bize itaat etmekten başka bir şey öğretmediniz. Güçlü olana itaat et! Güçlü olmak için çabalamamamız önemli değildi. 

Henüz 12 yaşındayken sınav var dediniz. En iyi şekilde hazırlan, bizi gururlandır. Birçoğunuz 12 yaşında bir çocuğun sosyoloji, ekonomi, bilim, edebiyat gibi konularda fikirlerini çok önemsemezdiniz. Ama bizlere hayatımız boyunca bu alanlardaki yerimizin bu sınavla belirleneceğine inandırdınız. Bizleri büyük stres altında bırakırken yürekleriniz burkulmadı. Üstelik eşit şartlarda da hazırlanmadı kimse bu sınava. Umursamadınız. Bizi düşünmediniz. Düşündüğünüz şey, nereye gidiyor bu gençlik oldu. 

Zor bir lise, zor sınavlar. Günlerce karnımıza ağrılar giriyor. Sınav haftaları iki saatlik uykularla ayakta durmaya çalışıyoruz. Bundan zevk alıyor gibi bir haliniz var. Siz büyüklerde bu yollardan geçtiniz, bizim yaşlarımızda bizden daha mutsuz değildiniz. Bizi anladığınızı iddia ediyorsunuz fakat her şeye rağmen size biçilen rolü oynuyorsunuz. Birer mutsuz robotsunuz ve size benzememizi istiyorsunuz. Biz çok farklıyız ama. Harika dostluklarımız var. Belki farkında olmadan yok etmeye çalıştığınız enerjimizi her geçen gün tazeleyen mükemmel dostluklar. 

Birçoğumuzun sizinkilerden daha önemli sorunları var. Hani şu arabayı alabilir miyim acaba benzeri olanlar değil. Cebimizdeki telefonlar olmadan yaşayamayacağımızı düşünüyorsunuz. Burnunuzu sokamadığınız tek yer orası olduğu için o küçük aletlerden korkuyorsunuz. Müzik zevkimize hatta okuduğumuz kitabın türüne bile karışıyorsunuz. Kafamızı ancak böyle dağıtabildiğimizi anlayamıyorsunuz. Farklı olduğumuzu göremiyorsunuz. Bizimle ne hissettiğimiz hakkında değil geleceğimiz hakkında konuştuğunuzda bizi düşünüyor olduğunuzu sanıyorsunuz.

Gelecek, gelmeyebilirde. Bir dakika sonra yaşıyor olacağımızın garantisi yokken ve siz bunu çok iyi biliyorken 20 yıl sonrasının planlarını kesin bir şekilde yapmamızı bekliyorsunuz. Plan yapmak değil, hayal kurmak istiyoruz. Hayallerimiz için çabalamak istiyoruz.

Belki bir gün size benzersek diye yazdım bu yazıyı. Başka insanların hayatlarında söz sahibi olma yetkisini kendimizde bulursak diye. Robotlaşırsak başkalarını robotlaştırmayalım diye.  

Birde, biz çok güzel insanlarız. Kalbimizdeki bu güzelliği sıradanlaştırmayalım diye. 

Yorum Yap