BİRKAÇ SATIR.

Yine eski günlere dönelim.

Sobanın üzerindeki ibrikte su kaynar, kestaneler cızırdarken; sen ve ben, o zamanlar çok sevdiğimiz ataride Super Mario oynayalım. Ben yine o küçük mantarlara yenileyim.

Sonra, ben, üşüyen ayaklarımı sobaya uzatırken farkında olmadan kedili çoraplarım yansın.

Yatmadan önce buharı hala üzerinde tüten sıcacık sütümüzü içelim.

Gece burnumuz üşümesin diye kafamızı yorganın altına sokup nefessiz kalınca örtünün kenarında boşluk bırakalım.

Odamızın tavanını ışığı kapayınca parıldayan yıldızlarla süsleyelim, geceler boyu tavanımız camdanmışçasına gökyüzünü izleyelim.

Sabah babamız işe giderken avcumuzun içine bozuk paralarını bıraksın, uyanınca o soğuk metalleri hissedip sevinçle kalkalım.

Annemizin kahvaltı hazırladığını farkedip erkenden kalkalım, şimdilerde en özlediğimiz çizgi filmleri izleyelim.

Anne-babamız bir yere gidince gidelim bakkala, onlardan habersiz veresiye defterini aldığımız abur cuburlarla kabartalım.

Ders, okul tasamız olmasın. Hiç büyümeyelim.

Biz yine küçük olsak ya?

Yorum Yap