GÜN BATIMI

Artık kendine göre yolun sonuna gelmişti. Bitmişti, tükenmişti, yorulmuştu. Kafasındaki o asla susturamadığı düşüncelerden kurtulmak istiyordu. Yaşamak için bir neden arıyordu ama her seferinde ölmek için buluyordu. O karmaşadan sadece ölümle kurtulabileceğini düşünüyordu,kendisine göre tek çaresi buydu.

Bir an durdu, gözlerini kapattı ve yaşadıklarını düşündü. Daima yıkıntılarla dolu o saçma hayatında güzel bir anı hatırlamak istiyordu ama ne yazık ki yoktu. 9 yaşındayken tüm akrabalarını depremde kaybetmişti. Artık tek başınaydı. 18 yaşına kadar yetiştirme yurdunda kalmıştı. Sonrasında ise öylece kapı dışarı edilmişti. Her zaman içine kapalı bir çocuktu. Her şeyi kendi içinde yaşardı. Sürekli düşüncelerle kaplıydı kafası. Depremden sonra başlamıştı o düşünceler zaten. Sürekli susturmak istiyordu ama her seferinde daha da artıyordu. O gün o da ölmeliydi, o depremden neden sağ çıkmıştı ki. Zaten bitmişti. Ona göre hayatın hiçbir anlamı yoktu, hatta bu düşüncelerle tam bir işkenceydi. Ama her seferinde korkmuştu, yapamamıştı. Her yapamayışında kafasındaki ses ona korkağın teki olduğunu fısıldıyordu. Artık dayanamıyordu, kararlıydı, yapacaktı. Sonunda her şey bitecekti. Kurtulacaktı. Ama ondan önce bir kez daha karıştırdı o berbat anılarını. Annesinin yüzünü son bir defa hatırlamaya çalıştı. Ama her zamanki gibi sadece annesinin yıkıntının altında ezilmiş cesedi gözünün önüne geliyordu. İrkildi. Geceleri gördüğü kabuslar ona her seferinde o depremi yeniden ve yeniden yaşatıyordu. Yeniden o ezilmiş cesetleri görüyordu ve her zaman o çocukluktaki korkusunu yaşıyordu. Her gece kan ter içinde uyanmaktan yorulmuştu. Beynindeki o düşünce ve seslerden yorulmuştu. Bu koca hayatta hep tekti. Hiçbir zaman başkalarını istememişti. Ya onlar da ailesi gibi giderse diye korkuyordu. Bu nedenle hep iç dünyasıyla başbaşaydı. 

Karanlıktan daima korkardı ama şu an sonsuz karanlığı istiyordu. Daima gün batımlarını sevmişti ama şu an gün batımlarından vazgeçiyordu. Ölümden nefret etmişti hep. Zaten başına gelenlerin hepsi o yüzdendi ama şu an ölümü istiyordu. Ya da istediğini sanıyordu. Yine yapamamaktan korkuyordu. Sonunda son kez gördüğü gün batımında dalgalı denize kendisini öylece bıraktı. Artık geri dönüşü yoktu. Bu hatadan asla geri dönemezdi. Bu kadar kolay pes edişten asla cayamazdı artık. Her şey bitmişti. Artık o sesler yoktu, o anılar yoktu, o günbatımları yoktu. Hepsi dalgaların arasına karışıp gitmişti.

Yorum Yap