HAYALLER BARIŞ HAYATLAR SAVAŞ

Allah'a çok şükür bugün de açabildim her an kapanmaya meyilli olan şu gözlerimi. Çok fazla uyumuşluğun da verdiği şaşkınlıkla doğrulu verdim yatağımdan. Tam yüzümü yıkamak için yönümü banyoya çevirmiştim ki aklıma gelen şeyle geri döndüm. Unutmuşum iki gün önce binanın yanına atılan bombadan dolayı banyomuzun mahvolduğunu. Yerde deliksiz uyuyan annemle kardeşimi uyandırmaya kıyamadım. Uzun bir süre gözlerimi onlardan ayırmadan bakakalmışım. Kadıncağız kim bilir saat kaçta uyudu. Bize bir şey olcak diye gözüne uyku girmiyor kadının. Kulağı hep bir tetikte. "Ne zaman duyacağım çatışma seslerini, bomba seslerini, uçak seslerini ?" diye. Kardeşim daha üç yaşında. Bu kadar küçük bir beden hak etmiyor bu kadar büyük acıları. Çıkamıyor dışarı, oynayamıyor keyfince. Yaşıtlarının çoğu öldü, yaşayanlarının ise pek fazla yaşadığı söylenemez. Kimisinin annesi hain bir kurşun sayesinde öldü, kimisinin babası cephede savaşırken öldü , kimisinin ise her ikiside... Bizimse gözümüz hala kapıda. "Ne zaman gelecek babamın şehit haberi ?" diye. Bugün günlerden pazartesi. Okulumuz bir bomba sayesinde harabeye dönmeseydi, çantamı hazırlayıp okulun yolunu tutmuştum çoktan. Eski günleri hatırlıyorum da okula gitmemek için yaptığım numaralar, her pazartesi sabah kalktığımda ettiğim beddualar, sıklıkla olmasada arada sırada bekçiyi kandırıp okuldan kaçmalaramız... Gülsem mi , ağlasam mı bilemiyorum. Böyle gereksiz şeyler yaptığım için ilk önce içimden bir gülme isteği geliyor, hemen ardından bir daha bunları yapamıyacak olmanın verdiği ağlama hissiyle de bütün gülme isteğimin yerini bir hüzün alıp gidiyor. Bir eli omzumda hissetmemle bütün düşüncelerimden sıyrılıverdim. Annem uyanmıș, bana sanki bir daha göremiyecekmiş gibi öyle derin, öyle sevgiyle, öyle bir korkuyla bakıyorduki hemen orda , o an ölecekmiş gibi hissettim. Kardeşimin kıpırdanması ikimizinde dikkatini dağıtırken aniden dışarda duyduğumuz silah sesleri bizi pek fazla şaşırtmasada çok fazla korkmamızı sağladı. Annem kardeşimi kucakladı ve diğer odaya doğru koşmaya başladık. Odaya geldiğimizde annemin korkudan titreyen elleri bir türlü kapıyı kilitlemesine izin vermiyordu. Kalkıp bir elimle annemin elini tutup diğer elimle kapıyı kilitledim ve ardından kardeşimin yanına gittik. Silah seslerinin artması korkuyla beraber bir çok duygumu arttırırken yaşama arzumu da azaltıyordu. Aslında her saniye ölmeyi düşünmek pek fazla yaşamak sayılmazdı ya neyse... Silah seslerine bir de uçak seslerinin eklenmesi korkumuzu iki katına çıkarmıştı. Duyduğum büyük bir patlama sesi ve ardında kulağımda oluşan tarifi edilemez bir acı. Yere uzanmış bir şekilde yatıyordum. Vücudumun sol tarafında hissettiğim büyük bir acı nefes almamı zorlaştırıyordu. Kafamı zorda olsa sağa döndürdüm. Gördüğüm manzara zaten çok az olan yaşama arzumu da alıp götürmüştü. Ağlamak istiyordum ama ağlayacak gücüm yoktu. Annemle kardeşim ölmüştü... Bu büyük savaşın içinden çıkardığım tek sevinç kaynağım gitmişti. Üzerimde oluşan acı git gide etkisini arttırırken bir daha uyanamıyacak olmanın verdiği son güçle sürünerek annemle kardeşimin yanına gittim. Yüzlerinin her santimine doya doya baktım. Gözlerimi her gece yaptığım gibi tavana diktim. Her tarafta yanık izleri olan evimizin tek beyaz yerine... O beyazlıkta son defa kendi beyaz hayallerimi canlandırdım. Beyaz tavanda beyaz hayalerim kaybolurken ben ise gözlerimi kapatarak kendimi koca bir karanlıkta boğulmaya hazırlıyordum.
Yorum Yap