KAYBEDİLEN YETENEKLER

  • Yazar: SALMAN KAPLAN
  • 09-04-2014

Her aile çocuğunun okuyup büyük adam olmasını ister.Her çocuk okumak istemeye bilir. Neye yatkınsa onu yapması daha mantıklı. Yeteneği varsa sporcu olmalı. Günümüzde aileler çocuğunun sırtını devlete yaslayabileceği bir mesleği seçmesini istiyor. Bu yüzden insanlar istemedikleri mesleği yapmak zorunda kalıyor. Küçük yaşlarda çocuklarını bir spor dalına gönderseler hem çocuk eğlenceli bir süreç geçirir hemde yeteneği varsa o dalda devam ettirip evlatlarını bir sporcu olmasını sağlayabilir. Ülkemiz pek çok spor dalında diğer ülkelerin gerisinde ve olimpiyatlarda başarı gelmiyor. Tabi ki de okumak güzel bir şey ama ülkemizde çocukların buna mecb...

Devamını Oku

Ev Dediğimiz Şey

  • Yazar: MÜCAHİT ENES ASAN
  • 09-04-2014

    Nedir şu ''ev'' dediğimiz şey ? Dört duvardan oluşan içinde bir kaç eşya olan bi mekan mı ? Yoksa bundan çok daha ötesi mi ?       Ev dediğimiz şey bir insanın yaşaması için son derece önemlidir.Su gibi temel bir ihtiyaçtır.Evin lüks olması gerekmez.İki katlı üç katlı villalara gerek yoktur.Peki nedir şu ev ?Başımız sokalım soğuktan korunalım.Bu mudur ? Dört duvar kolaylıkla yapılabilir ama buna ev denebilir mi ? Ev denebilmesi için bir sıcaklığı ihtiyaç vardır. Bir güvene ihtiyaç vardır. Kalın bol kilitli çelik kapılardan,güvenlik görevlilerinden yada alarmlardan bahsetmiyorum.Bu sadece içten hissedebilinen bir duygu.&...

Devamını Oku

BÜYÜMEK İSTEMİYORUM!..

  • Yazar: HABİB GÖLET
  • 09-04-2014

Bir Nisan sabahıydı.Dışarıda bahar yağmurlarıyla bereket yağıyor ben de onları seyre dalmış düşünüyordum.Derinlere dalmıştım okul belasına düşmeden önce günlerimi an be an hatırladım tekrar yaşıyormuşçasına heyecanlandım.Hatıralara canlı bir dönüş yapmak için fotoğraf albümümü karıştırmaya başladım.İşte elime bir fotoğraf geçti, eskice bir döşek üzerindeyim işlemeli örtüsüyle bir şeyler anımsatıyordu bu döşek ama yinede hatırlamıyorum.Önümdede en sevdiğim lezzet,tarhana çorbası var.minicik ellerimle tombul yanaklarım arasındaki gözlerime bakılırsa epey mutluyum, keşke hep öyle kalabilsem.Fotoğrafları karıştırmaya devam ediyorum elime annem ve babamın henü...

Devamını Oku

..

  • Yazar: NUR KARAHAN
  • 09-04-2014

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak; O benimdir, o benim milletimindir ancak.         Dünya her yüzyılda bir yeniden şekilleniyor. Geride kalan yüzyıl içerisinde “hasta adam” olarak ölüme terk edilen Türkiye artık ayağa kalkmayı başardı. Bu dünya düzeninde artık Türkiye hiçbir şeyi dışardan izlemiyor artık başrolde ve “bende varım” diyor. Güçlenen Türkiye önüne gelen tüm engelleri aşıyor ve düştüğü kara delikten tırmanıp güneşi görmeye başlıyor. Artık dış ülkelerin oyuncağı olma...

Devamını Oku

...

  • Yazar: NUR KARAHAN
  • 09-04-2014

Eskiden insanlar nasıldı? Bugünkü gibi herkes çevresine kötülük mü saçıyordu yoksa insanın dünyaya gönderilmiş sebebi olan iyiliğimi yayıyorlardı? Bence insanlar eskisi gibi değil ve buda hayatımıza yansımakta.     Evet, insanlar yollarını şaşırdılar. Bu yüzden acı çekiyorlar. Düşünüyorum ki yapılması gereken şey i içinde bulunduğumuz durumu fark edip, birkaç kişinin değil de tüm insanların mutluluğunu sağlayacak yolu bulmak. Fakat biz ne yapıyoruz. İnsanlar bir sürü saçma sapan şey uyduruyor, birbirlerinin arkasından konuşuyorlar. Böyle boş işlerle uğraşırken de bizi asıl mutluluğa götürecek çareyi bulamıyoruz hatta çareyi aram...

Devamını Oku

İnsanlar

  • Yazar: NUR KARAHAN
  • 09-04-2014

    İnsanlar, insanlar neden bu kadar garip? İyiyi kötüyü neden ayıramıyorlar? Neden yanlış üstüne yanlış yaparlar ki?      İnsanları anlamak gerçekten zor. Neden bu kadar çıkarcılar? Aslında insanları neden anlayamadığımı da anlamıyorum. Herkesi kendim gibi göremediğim için mi yoksa herkesi kendim gibi görmeye çalışırken kendim hata yaptığım için mi? o kadar gariptir ki kendinden başkasını düşünmeden hareket eden, yalan söyleyen,  arkadan vuran, hain ve en tehlikeli hayvandır insan. İnsan denen varlık o kadar çirkeftir ki hırs uğrunu çıkar uğrunu asla yapmam dedikleri şeyleri yapar ve bundan zevk alır. Yakın dediklerini saçma sapan, incir &cc...

Devamını Oku

Efsaneler Ligi

  • Yazar: AHMET EREN ALTUN
  • 09-04-2014

Bir şampiyonun Efsaneler Ligi’ne katıldıktan sonra yaptıklarıyla tanınıyor olması nadiren görülen bir durumdur. Jax ile ilgili durumda buna benzerdir, Savaş Akademisi’nde gerçekleştirilen turnuvada, şu anda Jax en verimli savaşçılardan birisidir. Lig’e katılmadan önce Jax normal kiralık askerlerden birisidir. Lig’in eski Yüksek Meclis Üyesi Reginald Ashram’dan elde edilen bilgiye göre Jax, muhtemel şampiyonu kabul eden veya reddeden görüşme süreci olan Lig Karar listesinde en üst konumdaydı. Lig tarihinde en kısa kabul süreçlerin den biriydi, Jax için Kabul Kapıları, parıldayarak ve yavaşça sallanarak karar süreci başlar başlamaz açıldı. Jax, karar süreci boyunca gözlem ve refleksle ilgili bir rapor ile karşılaşmadı. Jax, Savaş Arenası’nda doğrudan dehşet verici biri olacağını kanıtlam...

Devamını Oku

-

  • Yazar: EYLÜL AKÇAY
  • 09-04-2014

En doğru yanlışıma, Şu an neden bu satırları yazıyorum bilmiyorum. Neden seni satırlara döküyorum anlam veremiyorum. Oysa sadece kitap okuyordum. Ama her zaman olduğu gibi, her şeyde olduğu gibi içinde sen vardın. Hatırlıyor musun bana can yarım demiştin. Meğer ne kadar değersizmiş ki canın, sende hiç var olmayan birine bile söyleyebildin. Sahi, hiç mi yoktum sende? Hiç mi değer vermedin, hiç mi sevmedin? Yalnız seni istedim, bir sen gelmedin. Sana en başında da söylemiştim. ‘’bir başkasını unutmak için ben olmamalıyım’’ neden seni sevmeyecek, gidişinin ardından seni kolayca silebilecek, canı benim kadar yanmayacak, benim kadar özlemeyecek birini seçmedin? Ned...

Devamını Oku

DEDİKODU

  • Yazar: DAMLA KARAMAN
  • 08-04-2014

Hepimizin tanıdığı, öğrenciler olarak zaman zaman arkalarından çok çekiştirdiğimiz canımız kanımız insanlar(abarttım); öğretmenlerimiz. Bize emekleri asla unutulmaz, küçümsenemezler elbette. Onların iyi ve güzel yanlarını, emeklerini yüzlerine de söylüyoruz. Şimdi ben arkalarından tatlı tatlı çekiştirdiğimiz, gülümsediğimiz şeylerden bahsetmek istiyorum. :) Bahsetmek istediğim ilk öğretmenimiz, Bay Fedakar. İsimlerini kullanmayacağım ama hepinizin anlayacağına eminim. Çünkü biz DVTFL öğrencileriyiz. Aynı şeyleri yaşıyoruz, aynı şeyleri hissediyoruz. Kardeş gibi birbirimize bağlı olmamızı sağlayan şey de tam olarak bu. Neyse..Son günlerde kantinde, yurtta, kor...

Devamını Oku

...

  • Yazar: SİMGE KILIÇASLAN
  • 08-04-2014

  Özledim be sevgili. Biz olduğumuz günleri özledim, gözlerimin içine bakıp “en değerlim” dediğin günleri özledim… Üstünden bunca zaman geçti ama olmuyor işte, unutulmuyor. Çok zor geliyor bana sensizlik, bak hala alışamadım yokluğuna. Neden yoksun? Neden hala canım yanıyor? Neden beni sensiz bıraktın sevgili? Ben seni çok sevmiştim oysaki…   Şimdi yoksun ya hani, ben sana sadece uzaktan bakıyorum. En çok da bu koyuyor bana, bu kadar yakınken en uzaksın sen. Seni hiç tanımamış gibi davranmak çok zor. Seni gördüğümde bile içim titriyor, anlıyor musun? Sen beni hiç anladın mı, beni hiç sevdin mi sevgili?   Senin ...

Devamını Oku

Bana Göre Aşk

  • Yazar: HATİCE GULBAS
  • 08-04-2014

Birine her seyim demeden once ne kadar dusunuyoruz acaba. Ya da tum kapilarin ayni kisiye ciktigini dusunmek icin gercekten yeteri kadar taniyormuyuz o kisiyi? Belki de dusunmeden hareket ettigimiz icin uzulen taraf hep biz oluyoruz. Surekli hayatimiza birilerinin girip cikmasina izin vererek ne kadar dogru yapiyoruz? Belki de biz farkinda olmadan giriyorlar hayatimiza. Kendimize engel olamiyoruz cunku icimizden bir ses onun dogru insan oldugunu soyluyor. Her seferinde o sesi dinlemekle hata yapiyoruz. Ve o insan bir gun cikip giderken yaptigimiz hatanin bedelini oduyoruz aslinda. Koru korunune baglaniyoruz. Insanlari dis gorunusune gore yorumluyoruz. Bedenin icinde kotu bir karakter oldugunda neye yarar ask? Belki de cevremiz bizi boyle olmaya surukluyordur. Peki gercekten as...

Devamını Oku

Hoşçakal

  • Yazar: HATİCE GULBAS
  • 08-04-2014

İlk görüşte beni sana çeken şey neydi? Belki küçük bir tebessüm, belki bir bakış belki de sadece benim aptallığımdı.Ne hissettiysem hiç söyleyemedim sana, sadece uzaktan izledim.Ben aşkımı aylarca platonik yaşadım.Sonra bir gün başkası olduğunu öğrendim.Hemde çok yakınımda biri.Ne mi yaptım? Hiçbir şey. Sadece içimden ağladım, içimin acıdığını bilsemde yüzüm hep güldü.Kaderime inat ben yine hep güldüm. Unuttum sandım, geçti sandım.Ama ben sadece kendimi kandırdım ya da buna mecburdum.Ben aşık olduğum insandan defalarca aşık olduğu kızı dinledim.Onun için hiç kötü bir şey dilemedim. Onunla hep mutlu olsun istedim.Çünkü ben ...

Devamını Oku

DVTFL

  • Yazar: OĞUZCAN YAVAŞ
  • 08-04-2014

Hiç yanımızdan ayrılmayan kardeşlerimize, ne olacağımızı bilmesekte geleceğe, ara sıra kopan fırtınalara, bir gün boğulacağımız Şile denizine, iyi veya kötü geçen günlerimize, günün geç saatlerine,  hayal kırıklıklarıyla dolu olsa bile sınavlarımıza, gece yediğimiz zulalara, kopyalarla dolu okul duvarlarına, perşembe kahvaltılarındaki patates kızartmasına, güzel ülkemizin geleceği için düşüncelerimize, sevgililere, Vasıf Topçu'ya, doğuşuyla içimizi ısıtan güneşe, sıkıntılı anlarda zamanımızı geçirdiğimiz titaniğe, oynamaktan patlayan basketbol toplarına, doğruyu öğretmek için emek harcayan öğretmenlerimize, yolunda ilerlediğimiz Atatürk'e ve biyoloji şarkılarına kendi sıcaklığımızı yolluyoruz. Kötü şeyler gördük. Kavgalar, döven dövülen arkadaşlar gördük. Birlik...

Devamını Oku

Barış

  • Yazar: OĞUZCAN YAVAŞ
  • 07-04-2014

Birlikte kardeşlik şarkıları söylemeyi Hiçbir ayrım olmadan yaşamayı Çocukların savaşı bilmemesini istedim. Çok mu şey istedim be Sebastian Barış için çok mu şey istedim?      İnsanların kurşunla ölmemesini Kötülükten arınmış bir dünyayı Düşünce özgürlüğünü istedim. Çok mu şey istedim be Sebastian Barış için çok mu şey istedim? ...

Devamını Oku

Bekler

  • Yazar: OĞUZCAN YAVAŞ
  • 07-04-2014

Kalemin ucundaki mürekkep ıslak Bekler çehrendeki en küçük tebessümü Güzelliğini dökmek için kağıda Ama cesaret edemez Bir çizik dahi atamaz Çünkü bilir dökemez kimse  Bu güzelliği kağıtlara  Bilir bilir de yine de Bekler ağzından çıkacak bir tek kelimeyi Bekler seninim demeni ...

Devamını Oku